24 Eylül 2010 Cuma

Hepimiz İtiraf Edelim

hayatımız boyunca en az bir kere;

- "bi anda kapı çalsa, fıstık gibi iki hatun/taş gibi iki herif içeriye dalsa ve 'haydi seviş bizle' dese" fantazisi kurduk..

- ayaklarımızın ne kadar çirkin olduğunu görüp kendimizden soğuduk..

- sıçarken kakayı koparmadan suya değdirmece oyununu oynadık.. hatta koparmamayı başardıysak, sıçtıktan sonra kalkıp kakamıza baktık ve "oha bu benden mi çıktı?" dedik..

- aşık olduğumuz kız/erkek gelip bize ne kadar aşık olduğunu yalvar yakar anlatsın, biz de kendimizi ağırdan satalım diye yanıp tutuştuk..

- olmadık yerde burnumuzla oynadık, tatakları sağa sola savuşturduk..

- aynanın karşısında:
başka yöne bakarken nasıl göründüğümüzü görebilmek için aynanın dibine girdik, başka yöne baktık, fakat başka yöne bakarken kendimizi göremediğimizi farkedip "ulan keşke bukalemun gibi gözlerim olsa" diye iç geçirdik..
iki kulağımızı yanlara doğru çekmek suretiyle maymuna olan benzerliğimizin farkına varıp "hassiktir!" dedik..
yüzümüzdeki gözenekleri görebilmek için aynayla bütünleşircesine ona yaklaştık..
ağzımızı sonuna kadar açıp boğazımızın derinliklerini görebilmeye çalıştık..
sümkürdükten sonra burun kıllarına yapışmış tatak kalmış mı diye kontrol ettik..
kaslı olmayan vücudumuzla kas yarışmasındakiler gibi hareketler yapıp eğlendik..
aynaya yaklaşarak sivilce patlattık.. bazen sivilce sıvısı aynaya sıçradı..
götümüzün neye benzediğini görmek için aynaya doğru domaldık..


- yakışıklı/güzel olmadığımız halde çevremizdekilerin ne kadar yakışıklı/güzel olduğumuzdan bahsetmesini, hatta onları, tam bu konuyu tartışırken yakalayalım istedik..

- bi süre aradan sonra facebook'a girdiğimizde hiç notification olmaması bizi hafif üzdü..

- "zengin olsam .. " ile başlayan cümleler kurup hayal dünyamızda kaybolduk..

- ekonomik ve/veya sosyal sebeplerle bize asla bakmayacak platonik aşklarımıza bakıp bakıp durduk..

- ailemizle tatile giderken, uzun araba yolculuğu yapıyorsak:
" .. nerenin plakası?" yarışmasına/konusuna maruz kaldık.. babalarımız hep kazandı..
"önceki kelimenin son harfiyle başlayan kelime bulma" oyununa maruz kaldık.. anne-babamız hep erken sıkıldı..
mola verdiğimizde direksiyona geçip hayal kurmaya başladık, tam otoyola çıkarken babamız camı tıklattı.. hayali yolculuğumuz kısa sürdü..

-çocukluğumuzda babamız/annemiz bize kızıp bağırırken "başçavuşun beygiri mi ossuruyo lan burda" özlü sözünü kullandığında yarılmamak için kendimizi zor tuttuk, kızma seansı bittiğinde anıra anıra güldük..

- akrabalarımızın içinde bizi etkileyen birisi mutlaka oldu.. yasak elma hesabı..

- "lan kocaman adam/kadın oldum.. napıcam? nası para kazanıcam? hayatım nasıl olucak?" endişelerine kapılıp hayattan soğuduk..

- intahar planı yaptık..

- entellektüel açıdan kendimizden üstün insanlardan oluşan bir grubun içinde kalmışsak, kendimizi ezik hissettik.. hatta "eve döner dönmez wikipedianın .mına koyucam" diye kendimizi kandırdık..

- bazen hayat o kadar anlamsız geldi ki, sanki zaman durdu, sanki boyut değiştirdik, bir anlığına herşeyden soyutlandık..

- "einstein günde 4 saat uyuyomuş oğlum" muhabbetini ciddi ciddi yapan insanlara maruz kaldık..

- hatta, "benim einsteindan neyim eksik? hayvan gibi çalışıcam abi.. ben de einstein gibi olucam" diyen adamlarla/kadınlarla karşılaştık..

- bazı arkadaşlarımızdan nefret ettiğimiz halde, onlarla beraber takılmak zorunda kaldık.. bazı arkadaşlarımızla ise, onları çok sevmemize rağmen, hiç bir zaman beraber takılamadık..

- ya bi an önce büyümek, ya da hep aynı yaşımızda kalmak istedik..

evet.. haydi hep beraber itiraf edelim..

.. may be continiued..

9 Eylül 2010 Perşembe

Deniz, Havuz ve Yüzme Üçlemi

deniz mi havuz mu?

asırlardır(!) tartışılagelmiştir bu konu. insanlığın en önemli ayrımlarından, çatışma noktalarından biri olmuştur..

"ulan göt kadar havuza 50 kişi giriyo. içine işeyen, osuran, tüküren... bok yuvası resmen.. s.ksen girmem havuza.." diyen "denizci"ler bi yanda; "yosunu var, balığı var, deniz anası var.. kıllanırım ben.. zaten ayaklarım yere değmiyosa s.ksen yüzemem.. götü sağlama alıcan hacı!" diyen "havuzcu" lar öteki yanda..

hâla daha ortak noktada buluşulamamıştır..

bu sorunu çözme girişiminde bulunan bir otelde kaldıydım bikaç sene önce.. "deniz suyuyla doldurulmuş havuz" vardı.. tamam, iyi niyetli bi girişim ama kusura bakmayın da içinde yüzdüğüm en karaktersiz, en yavşak suydu.. o ne lan öyle.. deniz misin havuz musun.. yüzer misin batar mısın.. (bi de s.ker misin sabaha mı bırakırsın vardı.. alakasız baya ama aklıma gelince iteledim..)

bana kalırsa bu sorunun üzerinde uzlaşılacak bir ortak noktası da yoktur. nasıl ki birkaç gün sonraki referandumda "ha-vet" diyemeyeceğimiz gibi, "de-vuz" a da giremeyiz.. ikisine de kafam girsin..



ben şahsen "denizci"lerden biriyim.. ama gelin görün ki denizden tırsıyorum.. evet itiraf ediyorum.. yosun mosun beni bozuyo.. balık felan da ayağıma değdi mi tamam.. hele gece.. (kalkan'daki deneyimden sonra) s.ksen gece denize girmem bundan sonra hacu.. nasıl olucak bu böyle bilmiyorum lan.. biri yardım etsin..

üstelik böyle kayalık yerlerde, dibinde renk renk balık olan koylarda şnorkel'le dalmaya da bayılıyorum.. böyle de karaktersizin tekiyim.. (şnorkel ne lan.. ne s.kim bi kelime öyle)

eğer asıl amacım yüzmek ise, kesinlikle havuzu tercih ederim.. denizde yüzülmüyo lan.. yani ya sabah karga bokunu yemeden gireceksin, ya da akşam yemeği öncesi (hayvan gibi açken).. benim açımdan iki vakit te berbat.. çünkü balıkların acıktıkları iki öğün de tam bu saatlere denk geliyo.. kıyıya yanaşıyo hipneler.. sonrası malum.. (enneeeeee!!..) (bkz:fırat)



havuzda da yüz yüz nereye kadar hacı.. bi o tarafa bi bu tarafa.. mecbur gey gey oyunlar üretiyosun.. "hadi bakalım dipten tek nefeste karşıya gidip gelebilecek miyim??" , "suyun dibinde 20 saniye oturabilecek miyim??" , "şimdi de ayakta, sadece kollarımla, geri geri kendimi karşıya kadar çekebilecek miyim??" .. of.. yazması bile üçüncü oyundan sonra bayıyo..



gittiğiniz tatil beldesinde eğer yabancı turistler varsa rehber olması amacıyla denizde ve havuzda takılan birkaç tür turisti yazacağım şimdi..



denizci turistler:



1- denizanası, pısırık kocası ve veletleri: çoğunlukla musevi veya yunan olmakla beraber, çeşitli milletlerden olabilirler.. teyzemiz 130 kg civarı olup, (öyle bişey varsa) negatif enerji yayma konusunda master degree sahibidir. bikini giymez; mayo, tercihidir. ailenin reisi, evinin direği (daha ziyade kolonu), çocuklarının anası, mutfağının aşçısı, yatağının oro.... hoba.. hatlar karıştı.. bunun kocası slip don tercih eder.. cılızdır.. pısırıktır.. pasiftir.. (gey bile olabilir..)
çocuklar salınmıştır çayıra, mevlaları kayıra...



2-ideal aile tablosu çizen ingiliz çift: uzun boylu, sarışın, güzel/yakışıklı, zayıf ve kültürlü çiftlerdir.. erkek uzun şort mayoları tercih eder.. kadın seksi bikinilerledir.. çocukları tişörtsüz denize girmez.. (zira süt beyazı tenleri var bunların).. paylaşımcı, samimi, elittirler.. kadının üstsüz güneşlenirken kollarını 90 derece havaya kaldırmak suretiyle kitabını tutarken görülmesi tipiktir.. küçük memeleri özgürce güneşin tadını çıkarırken, kendisi de olanca memeleriyle kitabının keyfini çıkarır.. ("olanca memeleriyle" için bkz: yiğit özgür).. aile ilişkileri AB standartlarındadır. fakat ingiliz erkeklerinin yarısına yakınının gey olduğuna ilişkin istatistiki veriye dayanarak kadına sulanan garson, otel çalışanı veya otel müşterisi, kocadan herhangi bir tepkiyle karşılaşmaz.. bu durum "şu ingilizler çok geniş insanlar canım" söylentisini doğurmuştur..



3-gece kopkop'u bekleyen bekâr kız grubu: bunlar denize menize girmez.. güneşlenirler.. bedava solaryum hesabı.. şezlonglarının yanında bekleyen içkileri hiç bitmez.. seksi bikinileri vardır.. uzaktan bakıldığında bile birbirleri arasında ufak bir çekişme olduğunu sezebilirsiniz.. "kim daha güzel?", "kimin memesi daha dik?", "kimin götü henüz sarkmamış?" gibi konu başlıklarında yarışırlar.. bunu itiraf ettiremezsiniz hayatta.. sorsan "ay en çirkin benim.. yanımdaki taşıst evır" der her biri.. 3 veya 4 kızdan oluşur grupları.. iticidirler.. fakat gece olunca ortam erkeklerinin içlerinden biri için diğer erkeklerle iğrenç bir yarışa gireceklerini bildiklerinden havalarından da geçilmez..



4-ırk-din-milet-ümmet dinlemeden heryerde olan apaçi gençler: of of .. yazmayacağım bile..



havuzcu turistler:



1-ideal aile tablosu çizen ingiliz çift: uzun boylu, sarışın, güzel/yakışıklı, zayıf ve kültürlü çiftlerdir.. erkek uzun şort mayoları tercih eder.. kadın seksi bikinilerledir.. çocukları tişörtsüz havuza girmez.. (zira süt beyazı tenleri var bunların).. paylaşımcı, samimi, elittirler.. kadının üstsüz güneşlenirken kollarını 90 derece havaya kaldırmak suretiyle kitabını tutarken görülmesi tipiktir.. küçük memeleri özgürce güneşin tadını çıkarırken, kendisi de olanca memeleriyle kitabın keyfini çıkarır.. ("olanca memeleriyle" için bkz:yiğit özgür).. aile ilişkileri AB standartlarındadır. fakat ingiliz erkeklerinin yarısına yakınının gey olduğuna ilişkin istatistiki veriye dayanarak kadına sulanan garson, otel çalışanı veya otel müşterisi, kocadan herhangi bir tepkiyle karşılaşmaz.. bu durum "şu ingilizler çok geniş insanlar canım" söylentisini doğurmuştur..

2-memeli helga yenge, göbekli hans amca ve ergen kızları: ısrarla memeleri açıkta dolaşan kadınlarından, çirkin, bira göbekli, godoş tipli adamlarından ve yanlarından ayırmadıkları biri kumral-çilli, diğeri sarışınıst evır-çilli iki kızlarından tanınabilirler.. erkek slip mayo tercih eder.. kadın olanca memelerine rağmen bikini tercih eder.. kızları çoğunlukla güzel olup alman iticiliğine sahiptir.. soğukturlar.. sohbete gelmezler.. havuz kenarından ayrılmazlar.. havuzda yer içer, (utanmasalar) sıçarlar.. helga yengenin kendine özel garsonu vardır.. (ya da garson o kadar yavşaktır ki, yengeyi sahiplenir resmen..) hans amca akşam olunca pool-bar'da 70 bira içebilir..


yerli turistler ise baştan sona felakettir.. balayı stayla takılan genç çiftleri mi dersin, orta yaşlı, erkeği göbekli, kadını sarkmış çiftleri mi dersin, sayıları 2 ila 5 arası çocukları olan orta yaşlı-orta sınıf çiftleri mi dersin, saçı başı beyazlamış, vücutları yere değen emekli çiftleri mi dersin, ergen kız grubu mu dersin, apaçi erkek grubu mu dersin.. of of .. hakkaten çekilecek çile değil..

havuz başında da deniz kenarında da bu tip insanlar cirit atar.. ve işin iğrenç yanı, eğer yalnız tatile çıkmadıysanız, bu tiplerden biri olmanızdır.. bebeğin bıngılı, tatilin single'ı makbûldür..

neyse gideyim de biraz yüzeyim ben en iyisi.. havuza mı denize mi gidicem?.. peh..
aşağı inince karar veririm..