açıkça anlaşılabildiği üzere başlığın ilhamını "şair evlenmesi"nden aldım. çok yaratıcıyım..
bu yazıda, bir deli olarak, evlilik, nişan, kına, düğün, gerdek, çoluk, çocuk vesaire konulara nasıl huninin deliğinden baktığımı yazacağım. ya kısmet..
"Evlilik, sevişmek için devletten alınan resmi izindir." şeklinde iddialı bir cümleyle açılışı yapmak istiyorum. "oha, hayvan!", "ne ar kalmış, ne namus!", "sen evlenme.. çoluğun çocuğun olmasın, soyun kurusun.. p.zevenk!" şeklinde tepkiler duyuyorum.. şş.. sakin..
iki saniye arkanıza yaslanıp düşünün.. bi çift hayal edin.. evlenmek üzereler.. muhtemelen defalarca sevişmişlerdir düğün gününe kadar.. sevişmeyeni de var. olabilir. saklama kabı olarak da kullanılabilir malum şeyler.. tabi.. konudan saptım bi dakka.. heh.. hayali bi çiftimiz var. bu çiftin düğününe gelen onlarca insan, o çiftin düğün gecesi takır takır sevişeceğini bilir. kimse dile getirmese de enteresan bir gerilim vardır düğünlerde. takı takarken aklından geçen esprileri damadın yüzüne söyleyemezsin bir türlü, damat en yakın arkadaşın bile olsa.. "ben şimdi sana para takıyorum, sen de akşam geline takarsın.. mehehahah..", "sana milli forma aldım hacım, yarın sabah kargoyla gelicek... mehehe..", "tüm mermileri bu gece harcama olum.. balayına da kalsın.. meheheh".. pis pis, pişkince espriler.. hep içinizde patlar.. gelinin akrabaları ise çaktırmadan kâbus yaşar.. neden?.. açıklayayım..
"s.kmek" ve "s.kilmek" diye iki kavram var.. birinci anlamları dışında kullanıldığında birincisi kral tacı olur, ikincisi yerin dibine geçmeyi gerektiren bir çehreye bürünür.. sadece bizim toplumumuzda değil.. "I fuck" başka, "I'm fucked" başka..
bence bu ayrım tıpkı ülkemizdeki "kız-kadın" ayrımı kadar mide bulandırıcı. ama yapacak birşey yok..
gelin tarafının yaşadığı kâbus işte bu iğrenç kavram ayrımından kaynaklanıyor. biliyorlar ki biricik kızları o akşam gidici.. ama çaktırmıyorlar çünkü ayıp.. gerçekten iğrenç bir toplumuz vesselam..
nişan, kına vesaire gelenekler ise "madem evleniyoruz, neden akrabaları soyup soğana çevirmeyelim ki lan??" fikriyle ortaya atılmış delisaçmalarıdır. kına k.ça yakılır.. birinin kötülüğünü istersin, eğer gerçekleşirse "k.çına kına yak" derler adama.. budur.. yoksa "yüksek yükseeeek teepeeleeereeeeee.. " fln.. bs.ktiringidin..
kaldı ki, dünyada kapitalizm yerine anarşi olsaydı, evlilik diye birşeye ihtiyacımız olmayacaktı. çünkü sırf çocuğumuzun bir soyadı olsun, bürokratik işlerini yapabilsin, devlet hizmetlerinden faydalanabilsin diye gidip evlilik cüzdanı alıyoruz aslında.. bunu kabullenmek istemediğimiz için "evlilik" kavramına bir dünya anlam yüklüyoruz, bi romantizm katmaya çabalıyoruz fln.. how pathetic!!..
çoluk çocuğa karışma kısmı ise tam bir enayilik safhası.. resmen insan kendi rızasıyla kendi hayatından vazgeçiyor, herşeyini çocuğuna göre ayarlıyor, çocuğu için yaşamaya başlıyor.. sonra çocuk büyüyünce de "yemedim yedirdim, içmedim içirdim" diye beyhude çemkirmelere girişiyor.. e çemkirecekdiysen yapmayaydın çocuğu? çocuğu yapıyorsan kendini unutacaksın hacı. söylemediler mi sana? o çocuk kendi parasını kazanıp kendi evine taşınana kadar, sen kendin için yaşayamıycaksın moron.. çocuk evden taşınınca da zaten çok yaşlanıcaksın, hayatın tadını çıkarmak için çok yorgun olucaksın.. sonra da "bana bakmıyolar. beni sevmiyolar" diye yine çocuğuna çemkireceksin.. sonra zaten ölüp gidiceksin.. e nooldu? yandı gülüm keten helva.. o kadar hayal kur sen gençken "zengin olucam, tekne alıcam, dünyayı turlıycam, havuzlu villam olucak boğazda.. japon s.kmeden ölmicem hacı. bi de banci camping yapıcam.." diye... koy çocuğu, hayatın kararsın..
evlenmeyin arkadaş.. kimse evlenmesin. sevişin bol bol, gezin tozun, sırlarınızı paylaşın ama evlenmeyin.. kıymayın kendinize..
gidin japon s.kin abi!..
Toplumun değerleri ile, varoluşun değerlerini birbirine karıştıma karmaşası bu...Haklısın ama haksızsın :) Çok sevişilsin ve hayat boyu beraberlik için söz verilsin...Kurumlardan ve ahlaki değerlerden bağımsız "toplum" içinde var olmak adına :)
YanıtlaSil