11 Nisan 2011 Pazartesi

ne var ne yok? - dokuz

insanlık ölmüş! vallahi de billahi de ölmüş arkadaş.
bi halı saha maçının ortasında bi adam sahanın kenarına doğru koşturarak geldi. üzerinde sadece beyaz atlet ve beyaz külot vardı. telaşlı hatta şoka girmiş gibi görünüyordu. elindeki cep telefonunu tellerin arasından uzatmaya çalışarak "abi yardım edin nolur... çoluğum çocuğum... karım... işkence ediyolar aşşaada... polisi arayın abi... yardım çağırın nolur!!"
şok halindeki bi insan ne kadar mantıklı cümle kurabilirse, o abi de o kadar tutarlı kelimelerle konuşuyordu ama her halinden ciddi bir dramın tam ortasında olduğu belliydi.
hemen bi-iki arkadaş, adama doğru hamle yaparak yardımcı olmak istedi. bir tanesi tam telefonu almak üzereyken başka bir arkadaş, kendisinden beklenmeyecek bir ciddiyetle, "durun. almayın abi" gibisinden birşeyler salık verdi. onun dışında herkes kalakaldı bir an. herkes ona döndü tam olarak derdini anlayabilmek için. o arkadaş ise tam o anda yardım için yalvaran abiyi atarlamakla meşguldü. "yok abi kusura bakma. bak orda başkaları var. git onlar arasın" gibi cümlelerle abiyi başımızdan savmaya çalıştı bi süre. ben sersemledim resmen. çabucak bir tepki vermem de beklenemezdi zaten. daha önce kendime eleştiri olarak yazmıştım ani durumlarda mala bağladığımı. sonra halı sahanın sahibinin bulunduğu çay ocağı gibi kısımdan bir grup adam yardım arayan abiye seslendi "polis geldi abi gel buraya" diye. fakat abinin içinde bulunduğu şok yüzünden olacak ki, dönüp bize sordu "gideyim mi oraya? iyi insanlar mı onlar? yardım ederler mi?"...
içim parçalandı resmen. zira abi arkasını dönüp de koşarak uzaklaşırken atletinin ve külodunun üzerinde rastgele sıçramış kan izleri gün ışığı gibi görünür oldu. ve ben yine hiçbir şey yapamadım. öylece kalakaldım. sonra aptalca espriler yapıp olayı unutmaya çalıştım bir süre..
her neyse.. maç bitti, birkaç bardak çay içildi ve dağılındı. fakat benim aklım abideydi. kendimi şu düşüncelerden alıkoyamadım uzun süre: "abi gerçekten zor durumda mıydı? eğer öyleyse gerçekten neden fırlayıp yardım etmedik? abiye sonra ne oldu? polis yardım etti mi? atarcı arkadaş her ne kadar güvenlik sebepleriyle telefonu almamamızı istemiş olsa da asıl bizim onu atarlamamız gerekmez miydi? ne olabilirdi ki en kötü? insanlar ne zaman birbirinden bu kadar korkar olmuş? güven hissiyatına tamamiyle yabancılaşma süreci ne zaman tamamlanmış?....."
vicdan sıkıntılı bir mevzu hacı. baş başa kaldın mı, adamın ağzına sıçıyor.. (bkz: 'Uykusuz' karalaması.. http://benkendimvesmallozzy.blogspot.com/2010/05/karalamalar.html)

"olum bu 'ne var ne yok?'lar komik olmıycak mıydı? napıyosun sen amk??".. lan olum sosyal mesaj verelim dedik iki rekat. fena mı?

cihan seneye danimarka'ya gidiyo erasmusla. bir yıl danimarka'da okuyacak. bir yandan ağız dolusu küfrediyorum kendisine zira iskandinav ülkelerinden birinde bir yıl geçirecek; diğer yandan da seviniyorum zira "danimarka'da da bi kapımız oldu. ziyaretine geliriz artıkın" sabit cümlesini söylemek suretiyle kendime kıyak geçeceğim. ha rusya'ya vizeler kalkmış, ha bi arkadaşınız danimarka'ya gitmiş. yancı, her yerde yancı; öküz, her yerde öküz..

"kıçımı kaşıyacak vaktim yok" derler ya.. şu aralar aynen bu durumdayım. bi hayırsever "el şeklinde tahta kaşıyıcı" ile yardıma gelirse vulevu olur.. (salak bu çocuk ya. yemin ediyorum gerizekalı.. bkz:"al kırdın kırdın")

bir ay içerisinde 4 tane "el clasico" olacak. bu allahın bir lutfu olmalı.. 4 maçın 4ünde de itelesek ya madride. (ee ozan? galatasaray noldu ya?) eee.. öhömm.. şeyyy.. VİVA BARÇA! ... (ehe.. mehe)

"avishai cohen". adını ilk duyduğumda aklıma "avseq1 data" geldi niyeyse..

minecraft diye bi oyun var. sakın başlamayın, bağımlılık yapar..

djokovic'e bak sen. nadal'ı yenmeler fln. artis misin lan!!.. dün boktun, bugün koktun olm. bisktirgit!

hani her ses "müzik" ya. cage amcamız böyle demiş ya. "osuruk konçertosu" yazıyorum john, o lanet beyaz kıçının asla çıkaramayacağı sesler olacak içinde. o kadar iğrenç olacak ki; "e tabi, bu da müzik" demeye kalmadan kendi iğrenç kokunda boğulacaksın seni aşağılık kuşbeyinli. FART You!!...

"ee tatilde napıyosun??" ....
"ebenin .mını osman. ebenin .mını!. sana ne hemuagoyun." (vaay.. asi??)

bu seneki ygs şifreliymiş. şifreyi çözmek için, amuda kalkıp sağ elinizle sol gözünüzü kapattığınızda, şifresizmiş gibi, cam gibi izliyosunuz vallaha.. denedim ben yıllarca, oldu.. (cine5'in şifreli yayın dönemini görmüş arkadaşlara selam olsun!)

bi de bu ösym gerizekalı galiba. bu nesil "da vinci'nin şifresi"ni okumuş nesil a dingil!!.. kıçı kırık algoritmaların kaç yazar? (bu cümlelerde bi salaklık var ama.. du bakalım..)

etrafımdaki herkes, bir bir yurtdışına gidiyor. uzun süreliğine üstelik. bebekken, tutankamunun mezarına mı sokmuşlar neyapmışlar bilmiyorum ama ben böyle bi lanetlilik durumu görmedim.
tamam yalnızlığa canım feda ama toplum, kendi kendine konuşan bir birey gördüğünde direk deli muamelesi yapıyo arkadaş. mecburuz sosyalleşmeye..

son birkaç haftadır çok ciddi uyku problemim vardı. birkaç gün uykusuzluktan sonra sanal bir dünyada yaşamaya başladım resmen. çok acayip.. deneyin diycem de yazık lan.. bünyeyi s.kertmeye ne gerek var iki rekat sanal olacaz diye. matrikis izleyin, matrikis...

spartacus'ün ikinci sezonuna şöyle bi göz attım da, daha fazla kan, daha fazla seks var. başka da biskim yok yine. "snuff" izliyoruz lan resmen.. psikipat gibi de sarıyo ha. bırakamıyosun.. pis pis de bi muhabbeti var ki sormayın. "olm geçen batiatus threesome yaptı lan! çatır çatır götürdü valla keranacı".. zeyna'nın memeleri olmasa s.ksen izlemem hacı. ama zeyna başka. zeyna candır.

ve tabii ki "sörvayvır / nihat doğan". gerçekten kelimeler yetmiyor. "adamsın nihat adamsın!!!!" ahahahah.. "burası sörvayvıl beyler. burda şaka yok!!". ahahahah
adamsın nihat.

birkaç gün önce hayatımda nadiren yaşadığım sinirlilik boyutuna ulaştım. iki tane mnıastarınısktiğmngtvrenorrrrrrspuçcuu dolmuş şöförü hayatımın 1 saatine mâl oldu. ellerim titredi lan.
haa. sinirlendin de naptın derseniz, tabii ki hiç birşey. bi ıslıkla tüm dolmuşçular yığılıcak arkasına. sonra yer misin yemez misin.. (böyle de karaktersiz... sus sus.. allah canını almasın.. )

snickers çılgınlığım başladı.. bağımlı gibi.. her gün snickers yenir mi? ben yerim.. gol yemem, snickers, tabii ki yerim..

saat 3 buçuk olmuş. bi snickers yiyim de yatiyim bari. rüyamda snickers prensesini snickerim inşallah...

hayde siyu!!

1 yorum: